Markalara Bağımlı Mıyız? [MİM]

1
378

Herkese Merhaba,

MİM yazısının açılımını bu yazı için “Marka İzleme Merakı” olarak tanımlayabiliriz. Markalar konusunda bağımlılığımı Apple’a olan ‘hayranlığımı’ bilerekten beni mimleyen, bloğunda paylaşan Enes BEŞİNCİ ’ye teşekkür ederim. Konunun neslinin tükenmemesi için ben de azıcık marka bağımlılığından bahsedecek ve sözü İbrahim BATI ’ya bırakacağım.

markalama

      Bilgi Dağarcığı: 19.yüzyılda Amerikalılar “burning their mark/ dağlayarak işaretlemek” kalıbını kullanıyorlarmış. Buna göre; o zamanlarda çiftlik sahipleri hayvanlarını, mera ve pazar yerlerinde karışmaması için önceden belirledikleri kendilerine has işaretler ile dağlıyorlarmış. Bu sayede karışıklığın önüne geçiliyormuş.

1990’ların ortasında internetin icadıyla yaşanan devrim zamanında ilkokula gitmekteydim. Mynet’ten bir mail hesabı açıp sohbet/chat odasına girmenin ayrıcalıklı olduğu dönemlerde yeni teknolojik şirketlerin markaları ile karşılaşmaktaydık. Forumlarda başlayan içerik paylaşımları, yöneticilikler, sanal arkadaşlıklar ayrı bir dünyanın kapılarını açmaktaydı. Ne zaman ki 90’ların sokak oyunları bitti, milenyum çağında o kapıdan içeri girmiş bulunduk. Nerden bilebilirdim ki bir internet tutkunu olup Microsoft bağımlılığının bende boy göstereceğini? Meğer ‘penceresinden’ bakarak dünyayı keşfetmek çok keyif vericiymiş…

Tasarımı, kullanımı, hafızada yer etmesi ve insanın ‘teknoloji genine’ dokunmasıyla gönüllerde taht kuran Apple için de “ısırılmış elma tercih edilendir” diyerekten markanın gücünü izah etmek yeterlidir. Nitekim Teknolojiden giyime, gıdadan otomotive kadar farklı markalardaki bağımlılığımız kaçınılmazdır.

Teknolojinin gelişmesi ve günlük yaşamımızda vazgeçilmez olması ister istemez bizleri markalara bağımlı kılıyor. Burada sorulacak olan soru: Aynı ürünün birden fazla markada çeşitleri olmasına rağmen neden bu marka? Sosyal önerilerin dikkate alınması, kişisel zevkler, kullanışlı olması, verimli olması, ucuz olması, pahalı olması, gösterişli olması, dayanıklı olması, garantisinin olması, servisinin iyi olması, temsilcinin iyi derecede pazarlık yapması gibi sebepleri söyleyebilir hatta arttırabiliriz. Bu konuyla derinlemesine çalışmak isteyenlerin anket çalışması yaparak veri toplaması da çok kolaydır. Marka kişiliği kavramı bu bağlamda araştırılıp değerlendirilebilir.

indir

Markalar kendilerine bağımlı tüketiciler yapabilme adına en etkili yöntem olan “müşteri memnuniyetini” iyi derecede planlamaya çalışmaktadır. İhtiyaçlarınıza karşılık gelen düzenlemeler yapılırsa o marka sizin için değerli, vazgeçilmez olmaktadır. Bu konuda örnekler çoktur belki ama farklı olduğunu düşündüğüm bir olayı aktarmak istiyorum. Japonya’da köklü bir çamaşır makinası üreticisi varmış, dayanıklı ve uzun ömürlü olmasıyla ünlü bir makine modelleri de yok satmaktaymış. Bir süre sonra özellikle kırsal bölgedeki kullanıcıları tarafından servislere yoğun bir gönderim yaşanmış. Uzun süre bu geri iadelerin sebebini araştıran şirket sonunda sebebini bulmuş. Kullanıcılar sadece kıyafetlerini değil, patateslerini de yıkamaya başlamış. Evet, yanlış okumadınız patates… Çünkü tarımda bu patatesleri yıkamak için kullanılan araçlar çok pahalıymış. Bunun üzerine Japon firma “marka” olmaya adımı atacak büyük hamleyi gerçekleştirir. Makineyi geliştirip patates yıkayacak kadar dayanıklı hale getirmişler. Servise gönderilen makine sayısı düşmüş, artışlar büyük oranda artmış. Bu sayede hem servis ihtiyacını düşürmüş, hem pazar payını genişletmiş hem de müşteri memnuniyetini sağlamışlardır. Görüyoruz ki isteklere duyarsız kalmamak, ilgilenmek bizlerde bağımlılık duygusunu geliştiriyor.

Bu bağımlılık ve tutkuyla pazar payının genişlemesine sebep olduğumuz markalarda bizler ne buluyoruz? Hangi ihtiyacımızı karşılıyor? Tüketimi bilinçli kılma adına sorabileceğimiz/sormamız gereken sorulardan sadece bir kaçı…

 

1 YORUM

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here